Hebib Dede Türbesi
Yazının Tamamı Cahit ÜNCÜ ye aittir.
Allah’ın affı ve mağfireti Hebib Dede üzerine olsun. Hebibler ismiyle bildiğimiz sülaleye ismini vermiş olan bu muhterem zatla ilgili Barla’da anlatılagelen ve benim de kayın validemden dinlediğim yaşanmış bir olayı değerli üyelerimizle paylaşmak istedim. Aslında çoğu Barlalı’nın bildiği bu hadiseyi, facebook sayfamızda kayıt altına almak adına yazmakta fayda gördüm. Zihinlerde daha iyi canlandırabilmek için biraz da romanlaştırarak anlattığım olay şöyle gerçekleşmiş…
Hacıhüseyin Ağalar (Barla’da söylenen şekliyle Hasönâlar), Barlamız’ın köklü ailelerinden biridir. Hüseyin Ağa saygınlığı olan varlıklı bir kişidir. Hebib Efendi onun hizmetinde çalışan son derece dürüst ve imanlı bir insandır. Hattâ Hebib Efendi’nin, halkın mânâsını anlayamadığı ‘garip haller’i vardır. Bu yüzden ona ‘meczub’ gözüyle bakılmaktadır.
Bir vakit Hüseyin Ağa niyyet eder ve aylar sürecek meşakkatli bir yolculukla Hac’ca gider. Onun gidişinden haftalar sonra bir gün evin hanımı helva pişirirken, Hebib Efendi heyecanla ocak başına gelir. Hanımağa’dan bir tasa helva koyuvermesini istedikten sonra, helvayı Hüseyin Ağa’ya götüreceğini söyler. Şaşkın gözlerle bakan kadın, “Herhalde Hebib’in canı helva istedi, Ağa’yı bahane ediyor” diye düşünür. Onu kırmaz ve bir tasa helva koyup verir. Helvayı alır almaz Hebib Efendi aceleyle evden çıkıp gider ve bu hadise önemsenmediği için unutulur.
Aylar sonra Hac’dan dönen Hacı Hüseyin Ağa, getirdiği hediyeleri aile efradına dağıttıktan sonra, torbadan çıkardığı helva tasını hanımına verir. Hayretle bir beyine, bir tasa bakan kadın “Ama bu nasıl olur?..Ben o tası Hebib’e vermiştim, senin torbanda ne işi var?..diye sormaktan kendini alamaz. Gülümseyerek hanımına bakan Hacı Hüseyin Ağa, yaşadığı ilginç olaya kendisinin de mânâ veremediğini ama, Hac’da iken birden yanına Hebib’in geldiğini ve “Sana helva getirdim ağam, canın çekmiştir” dedikten sonra, soru sormaya bile fırsat bulamadan hızlıca yanından ayrıldığını ve bir daha onu görmediğini anlatır.
İşte o zaman anlaşılır ki, Hebib Efendi’nin gerçekten ‘garip haller’i vardır ve o boş bir insan değildir.
Türbe-Kabir denebilecek bir kabirde, Yukarı Mezarlığın Biyi’ye bakan tarafında yatmakta olan bu güzel insan, kendisi hakkında bilgisi olan Barlalılarca geçmişten bu yana ziyaret edilmekte, aziz ruhuna Fatihalar okunmaktadır.
Barlamız’ın layıkıyla anlaşılamamış bu velîsine Allah gani gani rahmet eylesin. Lütfen İhlâslarımızı ve Fatihalarımızı ihmal etmeyelim.