BARLA’DA DÜĞÜN
Yazının tamamı Osman Çeliker tarafından yazılmıştır.
Bugün bildiğimiz kadar, barla düğünlerinin adetlerini, bir tanıyalım. içimizde barlalı olmayıp ta, barla düğün adetlerini bilmeyen arkadaşlar vardır,onları bir barla düğünü yaşatalım.
İsterseniz, kız istemeden başlayalım, kızı da barla dan alalım, damadın adı Mehmet, gelinin adı da Ayşe olsun.
Mehmet askerden gelir, anneler bir an önce bir gelin bulayım, diye düğünlerde derneklerde, bir gözü de gelinlik çağına gelmiş kızları keser, sonunda aileye uygun gelin adayı bulunur, hemen ilk fırsatta anne konuyu açar ,oğlum Mehmet ,sana bir kız buldum, filancanın kızı Ayşe, köy yeri olduğu için gençler kızları hep tanırlar, olay babaya da açılır, babadan onay çıkarsa iş tamamdır, tabi iki barla adetleri olarak dedelerin ve nenelerin fikirleri de alınır, ve Ayşelere bir akşam oturmaya geleceğiz diye haber salınır, kız istemede aile büyükleri gider, dede amca dayı gibi, bu işlerde ağzına laf yakışan olmalıdır ,artık o gün dede bayramlar da çıkardığı şapkayı çıkarır, gizleye sakladığı takım elbisesini çıkarır, bastonu da eline alır, dede tam tekmil hazırdır, torunu için babaanne sandıktan iğne oyalı yazmasını çıkarır, herkese bir heyecan tabi iki o gün damat Mehmet gitmez evde kalır, kalbi dakikada 120 atarak bekler ,kız evi de misafirlere öyle şık görünce olanı biteni anlar, buyur edilir sohbet başlar, erkek tarafı bir boşluk bulur, konuyu açmak ister, kız tarafı da muhabbetten muhabbete geçer ,konuyu bir türlü açmaya fırsat vermez, herkes muhabbet esnasında dedenin yüzüne bakar dururlar, hadi aç konuyu diye, dede de fırsat kollar ve dede bir fırsatını bulup, konuyu acar o meşhur söz ALLAHIN EMRİ PEYGAMBERİN KAVLİYLE KIZIMIZ AYŞE YE OĞLUMUZ MEHMET E İSTİYORUZ, biz uygun gördük,, siz ne dersiniz denir, ortaya bir derin sessizlik kaplar, gülen yüzler ciddileşir, kız tarafının verdiği cevap genelde hep aynı olur, münasip görmüşsünüz sağ olun , ama kızımızın dede leri amcaları dayıları var onlara da sorup bir konuşalım, hiç demezler kızımıza soralım, ama önce kıza sorarlar, barlalı bunu belli etmez, erkek tarafı müsaade ister oradan ayrılırlar ve muhabbet başlar, oğlan tarafında da kız muhabbeti gece yarılarına kadar sürer gider, tabiki kız tarafı da aynı şekilde.
Aradan bir hafta on gün geçer, bu arada kız tarafı da düşünüp konuşmuştur, erkek tarafı tekrar görüşmek için haber gönderir, uygun görüldüyse erkek tarafına davet edilir, olumsuz ise gelmeyin denir.
Davet edildiği gün ,damat Mehmet de gider ,şık bir takım elbise giyer, bir tepside çikolata, bir demet te gül götürülür, nedendir bilmem, barla güller diyarı ama çiçekler hep hazır alınır, o akşam Ayşe yi Mehmet e vermişlerdir, bir hafta sonra oğlan tarafı çağırılır söz bohçası alınır, yakın akrabalarla birlikte birer söz yüzüğü ve bilezik takılır, dönüştede kız tarafı erkek tarafına bir bohça verir {adı söz bohçasıdır] bu arada gelin Ayşe ye nişanda ne takacaklarına karar verilir, {takıları yazmıyorum aile faciasına sebep olmayalım} nişan günü belirlenir, nişan aile yakınlarıyla yapılır {ama son zamanlarda belediye salonu tutulup bütün barla davet ediliyor, bu taraflara kalmış bir şey}
Nişan alış verişinde alınan giysiler giyilir, dua eşliğinde takılar takılır, takı merasimi bitince, erkekler dışarıya çıkar, kadınlar kendi aralarında eğlenirler, nişanı da böylelikle bitirmiş oldu aileler derin bir ohhh çekerler düğünün yarısı bitti
Aileler tekrar toplanıp düğüne karar verirler, meşhur olan şu bohçalar hazırlanır kaynana, kaynata, dede, babaanne ,kardeş, amca, hala ,teyze ,dayı, aracıyı da unutmayalım, herkese birer bohça hazırlanır, düğünden sonra ziyaret edildikçe bohçalar sahibine ulaşır.
Eğer nişanla düğün arasına bayram veya hıdırellez girerse vay erkek tarafının haline ,birde kurban bayramı denk gelirse o zaman yandı işte , kurban süslenir kız tarafına yakışır bir şekilde, boynuzuna bir bilezik takılır, kız tarafına gönderilir, hıdırellez denk gelir ise gelin tepeden tırnağa giydirilir ,bütün akrabalar çağrılır, gelin ortaya oturtulur kaynanadan, görümce den, eltiden, bir er iğne oyalı yazma ve kumaş örtülür, dolmalar börekler yenir, garibim damat hiç bir şey görmez, {arkadaşlar yazdıkça barla nın adetleri baya ağır olduğunu anladım }
Evetttt düğün günü gelmiştir artık .
Düğün alış verişi yapılır, Ayşe gelin ile Mehmet damadın evi döşenir, genelde kız tarafı yatak odası ve mutfak eşyasını alır, erkek tarafı da salon ile oturma odasını +beyaz eşya alır
Bu eve Ayşe gelinin çeyiz i serilir, ziyarete açılır
Ve düğün başlamıştır artık
Cuma akşamı oğlan tarafı köy meydanını veya evin önünü eğlence için hazırlarlar çalgıcılar çalmaya başlar, o akşam erkekler eğlenir ve Cumartesi günü akşamı erkeklerin ve kadınların kına geceleri yapılır ve ayrıca Pazar günü verilecek yemeklerin hazırlıkları da bu günden yapılır bir koşuşturma bir telaş başlar düğün sahiplerinde
Erkeklerin kına gecesi
Evin önünde veya köy meydanına düğün samahı kurulur çalgıcılar, çalmaya başlar. elektronik sazın sesi barla semalarına dağılır
Taa…. en ucra köşelerden duyulur, müziğin sesini duyan barla halkı yavaş yavaş düğün meydanına gelmeye başlarlar; bu arada eğer çapraz abi barla da ise oracıkta udu eline alır bir küçük konser verir .
Millet köy meydanını doldurmuştur artık daha insanlar düğün atmosferine girememiş; oynamaya bin bir nazla kalkarlar oynamaya kaldırdığınız adamı baya… bir güç kullanırsınız kolundan tuttuğun gibi meydana sürüklemen lazım, çivilerin Mustafa ile takkalıların Ahmet abi bir harmandalı, zeybek oynarlar ve açılış yapılır,Bu oyunları oynayan insanlar azalmıştır artık şöyle bir bakalım aynıoğlu Mustafa /kıçıkların Ahmet /kıçıkların Mehmet /çivilerin alim/fero Mustafa /ford Mustafa / belki hatırlamadığım birkaç kişi daha vardır.gençler bu oyunlara pek merak salmamışlar
Belli başlı oyunlarımız vardır;Harmandalı, Zeybek,Misket,Mevlana,Çiftetelli gibi oyunlar…
{ Bildiğim kadarıyla, belediye başkanın bir projesi vardı gençlerden bir seğmen grubu yapacaktı. }Seğmen grubu deyince bizler çocukken bir seğmen grubu vardı bu seğmenler artık yaşlandılar belki isimlerini hatırlaya bildiklerimi yazarsam bu barla?nın son kuşaklarını hatırlamış oluruz
Takırların Ahmet dayı,
Selimlerin Ramazan dayı
Ramazan ERTÜRK { zabıta tefik abinin babası}
Rahmetli Eyüpların Şerif dayı (bizim sitedeki şerif in dedesi olur)
Rahmetli Necati nin Süleyman[ efe ahmet in babası} aklımızda kalan bu kişiler…
Barla ya gittiğimde bu seğmenler hakkında bir araştırma yapıp bunu siteye aktaracağım
Şimdi gelelim barla düğününe artık düğün iyice kızışmış elektronik saz eşliğinde barla halkı coşmuştur, bu eğlence esnasında birden bire oyun alanında arap beliriverir.Bir kişinin yüzünü siyah a boyamışlar, ceketini ters giymiş, şapkayı da ters takmış, ağzında da bir sigara, başlar oynamaya; Torbasın da ,kül dolu, savurur sağa sola, Millet kaçışır, oraya buraya derken , silahlar atılır, müzik eşliğinde eğlence devam eder, kınaya kadar!,,,
[Tabi ki bu arap olayı uzun zamandır yapılmıyor barla düğünlerinde]
Kına yakma vakti gelmiştir, artık damat alınır, ortaya bir seccade serilir Kıble ye doğru damat diz çöküp oturur, sağ dizini havaya doğru kırar ve ailenin önde gelen büyüklerinden birine kına yakması için teklif sunulur, Kına sağ elin baş parmakla işaret parmağına tabancaya benzetilerek yakılır; şunu da unutmayın kına yakılırken damadı güldürebilen olur ise baba dan bir koyun alınır. Adetlere göre kına yakılırken , çalgıcılar vurur cezair in teline , kına yakma işi bittikten sonra damadın eli sarılır, en son olarak üstüne sarılan saten bez açılır, ortaya herkes para atar, saten kumaşın içine paralarla beraber sarılır, damadın eline;
Damat önce kına yakan kişinin elini öper ,ondan sonra sırayla kınaya gelen ,misafirlere dolaşıp, teşekkür eder ,Misafirler de damada hayırlı olsun, temennisinde bulunur. kına yakma işlemi de bitmiştir .
Gençler geç saatlere kadar eğlenirler,son finale de Hepimizin bildiği gibi Sağıralilerin Adem Topal oyunuyla bitirir;görmeye değer…. çalgı olayı biter şimdi herkes öğme ve kuru yemiş yemeğe
( öğme nedir ? ) öğme cevizli ve yağlı ekmektir köy ekmeğine benzer
Herkes yavaş yavaş dağılır, bazıları helva karma bahanesiyle ayrılmaz, düğün yerinden,( helva karma bahane cızzz bızzz şahane]
Helva karıldıktan sonra düğün sahibi helvada emeği geçenlere kazanın altında oluşan korda cızzz bızz yapıp yedirir,bu diğer insanlara en güzel hava atma yoludur. ulen dün geçe bir cızz bızz yedik sorma arkıdeş, hiç demez helva kazanının karşısında sıcaktan canı çıktığını, Böylelikle cızz bızz yemenin bir bedeli olduğunu unutmayın.
Kimide sahur a kalkıyormuş gibi saati kurar, yataktan kalkar gelir,cızzz bızz yemeğe, saati aşağı yukarı bellidir, saatini vermiyorum herkes kalkar gelir yoksa Pazar gününe yenecek et kalmaz.
Kadınların kına geçesini yapalım
Akşam saat 20:00 dan sonra, insanlar gelmeye başlamıştır artık, yalnız gelmeden önçe , herkes de bir, üç etek, bindallı arama telaşına düşmüştür, hatta kaynanasıyla, bu bindallı yüzünden, takışanlar bile olmuştur, bulan bulmuş, bulamayanın da , yüzü yere düşmüş, bu bindallı üç etek dediğimiz giysi herkes de yoktur, barlada yaşlılarda vardır, herkese vermezler, kıymetli bir eşyadır. . Maşalı mangal yanmış, tefler başlatılmış gevretilmeye ,kadınların çalmış oldukları ,çalgı yani tefler, ateş olmadan akort tutmaz , millet gelmiş artık ısınma fasılları, önce erkek tarafı oynar salına, salına, erkek tarafının, başkadır bir havası, ama asıl hava kaynanadadır, mütevazi davranışlarla sağa, sola emirler yağdırması , eğer orada, mütevazi olmaz ise gelin yandı denir.Neyse erkek taraf,ı oynayıp kız tarafından da, oyuna kaldırmalarıyla, oğlan tarafıyla ,kız tarafı birbirine kaynar gider. Sıra geldi kına yakmaya, gelini arkadaşları alıp ,odadan çıkartıp, süslemeye götürürler, bir pullu örterler, yüzüne yumurta akıyla, süpürke sapı yardımıyla, simleri yapıştırırlar, gelinin elinde kına tası, arkadaşlarının elinde mumlar, ilahi okuyarak Girerler içeri , gelini kıbleye doğru, yastığın üzerinden 3 kere atlatırlar, kıbleye doğru ,gelin oturtulur, bakır kına tası ,gelinin yanına konur, kınayı da, evin büyük yengesi yakar, yengenin koluna da kumaş, veya yazma bağlanır, fakat o da ne gelin elini sıkmış açmıyor kilitlemiş açılmaz, anahtarı nerede, anahtar kaynanada , altını basar eline, gelinde açar elini kaynana, getirmiş olduğu bohçayı açar, içinden çıkarır, kırmızı kına bezlerini, özenle burulmuş, direzi iplerini, ipli kına yakalım diye , Erkek tarafı başlar maniler söylemeye, birbiri ardına gelen maniler, gelin in yüreğini dağlar. Gelinin eline kına yaktılar , şimdi geldi ayaklara, kına yakmaya, ayaklara kına yakarken, bir başkadır o maniler
Çattılar kazan taşını
Vurdular düğün aşını
Bugün akşamlık
Yarın öğlenlik
Çağırın oğlan kardeşini
Tutsun atın başını
Buna benzer maniler söylenir, birde, Yüksek ,yüksek tepelere ev kurmasınlar aşııı ,aşııı memlekete kız vermesinler diye birde türkü tutuldu,mu , ağlamayan gelini ağlatırlar, bilmem nedendir, gelini ağlatmak için ellerinden geleni yaparla, birde ağlama diye ,başında beklerler, kız ne ağlıyorsun, yoksa zorlamı veriyorlar diye sorarlar , işin esprisi tabiki, kınada böylelikle bitmiş olur . Sıra geldi öğme ve kuruyemiş yemeğe …Kuru yemiş ve öğme yeme işi bitince millet dağılır yavaş, yavaş evine . Gelinin arkadaşları ve gençler, kalır düğün evinde, ama çok eskiden,. Bu evde kalan gençleri hamiyet abla, düğün evinin hayatına çıkarır, seymen gibi döndüre, döndüre oynatırmış, sonrada curruk oyunu oynarlarmışişte kadınların kına geçeside böylelikle bitmiş olur.
Pazar günü yemek yeme gelin alma günüdür, yalnız helva kazanını ahçı açmakta nazlanır, helvanın kapağı sıkışmış açılmıyor, anahtarı bahşiştir , bahşiş verilir helva kazanı, hocanın duası ile açılır, yemek olayı başlar, masalar 10 ar kişilik , düğün sahibinin yakınları , damadın arkadaşları garson görevini alırlar, her masaya bir görevli verilir, önce et sulu çorba , sonra bizim yörenin haşlama eti, son olarak da et sulu ve kaymak yağlı bulgur pilavı ve helva yenir ,. saat 12ye kadar erkeklere,12den sonrada bayanlar yemek yerler, yenirken bir ara kız evine gidilip, damadın elbisesi alınır,!!!…Tabi ki kız evine giderken bir Zini içerisine fındık fıstık doldurulur, bir kişi ziniyi başının üstüne alır, en önden gider, arkasında çalgıcılar ,millet arkada, çocuklar bir neşe içinde sağdan soldan koşturmaları, kız evine varılır orada biraz oynanır,.sıra damadın elbisesini almak için içeriye girilir,.elbiseyi hemen verirler mi zannediyorsunuz, Bir dereden ,bin su getittirirler , kapı açılmıyor, anahtarı bahşiştir:,bahşiş verilip kapı açılır,.elbiseyi bir zini içerisine koymuşlar, güzelce bohçalamışlar.
Oradan aynı şekilde çalgı çala çala doğru oğlan evine, gelinir siniyi getiren zini kapıdan girmiyor diye !…..o da emeğinin karşılığını oğlan tarafından alır, sıra damadı giydirmeye gelir, damadı arkadaşları giydirir, giymeden önçe damat a bir abdest aldırılır, birde giydirilirken sadıç gözünü açması lazım ,damadın eşyaları arkadaşları tarafından saklanır,karşılığında , her hangi bir şey istenir meydana çıkar.
Bu arada kadınların yemek olayıda biter, konvoy hazırlanır, oğlan evinde, konvoya katılan bütün arabalara havlu bağlanır, hep beraber hareket edilir kız evine doğru, arabaların kornası barla semalarına yükselir, bunu duyan kız tarafının yüreğinede ateş düşmüştür, kız evine varılır, aile büyükleri gelini cıkarmak için içeriye girerler, bu arada gelin veda ederken dışarıda oynarlar, sonra damadı çağırırlar, damat içeriye girince halk sabırsızlıkla gelin çıkmasını beklerler, gelin ailedeki akrabalarıyla vedalaşır, gelin çıkmadan önçe erkek kardeşi varsa, beline kırmızı kurdale bağlar, eğer yoksa babası bağlar, bunun anlamıda kızımızı alnımızın akıyla veriyoruz, bundan sonrası size aittir anlamına gelir, gelin kapıdan çıkar kız evinin yıkıldığı andır, işte o an, çalgıçılarda vurur mu, oğlan bizim, kız bizim, kız evi iyice çökmüştür herkes arabalara biner, oradan toz duman kız evi terk edilir, bir anda kız evi boşalır, oğlan tarafı ise mutlu, gelini aldıklar eskiden gelen bir adet e göre,” Karaça Ahmet Türbesi ” ziyaret edilir, oradan bir boyalı turu yapılır, oğlan evini önüne gelindiğinde, silahlar atılır, damat gelini indirdiğinde biriktirmiş oldugu bozuk paraları havaya savurur, herkes tarafından kapışılır, bu kapılan paralar kişiler tarafından saklanır, buda kısmet getirdiği inanılır,, genelde gençler cüzdanlarında saklarlar ,gelin içeriye girer, kadınlar der .Gelini bir sandalye üzerine çıkarında, bir boyunu posunu görelim, millet yavaş yavaş düğün evinden çekilmeye başlar, ve gelinin evine bir zini baklava gelir, bu baklava damatla gelin tarafından ilerleyen saatlerde servise sunulacaktır, neyse damat yassı namazına kadar sadıçla takılır, sadıç damadı arkadaşlarının şakasından da korumalıdır, onu her an kaçırabilirler, gözünü dörd açması lazım, aksi halde kendisine çok pahalıya malolur, damat yatsı namazına götürülür, namaza damat tarafından akrabalarda gelir, ve arkadaşları da vardır, ama arkadaşlarının amacı farklıdır,damat bey in ayakkabısını nasıl çalarız diye planlar yapılmaktadır,burada bütün yük sadıçındır, eğer ayakkabıları çaldırırsa damadı eve kadar sırtında götürmek zorundadır, yada bir koyun karşılığı ayakkabılar verilir, barlada sadıç olaçagınız zaman, bu risklere göze alıp ona göre sadıç olunuz, bizden tavsiye, .
Camiden çıkılır, yakın akrabalar ve damadın arkadaşları, hoca eve doğru kısık bir sesle tekbir alarak ilerlenir, eve varıldığında, damat gelen kişilerle vedalaşır, büyüklerin ellerinden öpülür, akkadaşları tekme tokat damadı içeriye atarlar, fakat aile büyüklerinden birkaç kişi, hocayla beraber damadın evine çıkarlar, orada bir mehir karşılığı imam nikahı kıyılır ,nikah kıyıldıktan sonra, damatla gelin misafirleri yolcu ederler ve baş başa kalırlar.
Not : Sitemizde bulunan yazı ve resimlerin izin alınmadan, kaynak gösterilmeden ve isim belirtilmeden başka platformlarda yayınlanmamasını rica ederiz. EMEĞE SAYGI LÜTFEN…